A.CELAL BİNZET Süreç olarak sanat olayının, toplumla çok yönlü bir ilişki sistemi içinde bulunduğu bilinir. Genel olarak düşündüğümüzde sanatın, toplumun nabzını tuttuğu, onun içinde bulunduğu her tür dalgalanmadan etkilendiği de bilgilerimiz arasında yer alır. Özellikle bizimki gibi sorunlu yapılanmaların iyice yerleştiği toplumlar için sanat, başlı başına bir sorun olagelmiştir. Sanatla ilgili her konunun dışlandığı, dahası, önüne engeller konduğu yerlerde sanat adına uğraş vermek kahramanlık olarak nitelendirilir. Tüm bunların bilinmesine karşın öyleyse neden kimileri konunun üzerine gitmekte ısrarlı davranır? Cumhuriyetle birlikte çağdaşlaşmanın öncüsü olmuş bu kentte sanatın ayrı bir yere sahip olduğu gerçektir. Bu anlamda Ankara, cumhuriyetimizin başkenti için sanat olmazsa olmazların başında gelir. Ama günümüzün gerçekleri bu yargıyı yerle bir etmek adına her tür engeli çıkarmakta duraksamıyor artık. Bu girişimleri yürütenler sanatın ne denli tehlikeli(!) bir iş olduğunu bilmezler mi hiç? Günümüz Türkiye’si, düşünen, sorgulayan ve yaratıcı insan modeline düşman olduğu için onun yerine dinsel eğitimle tek tipleştirilmiş insanımsıları öne çıkarmakta çabalıyor. Geçmişte batıda yaşanmış süreçlere benzeyen bu eğilimlerin tarihte gerektiği yere itelendikleri örneklerle sabittir. Çünkü tarih, ileri doğru hareket eder ve itici güçleri arasında sanat ve bilim gelir. Bu bağlamda Ankara’daki sanat ortamına yeni bir galeri katıldığını sevindirici bir haber olarak okumak gerekir. Son dönemlerde Çankaya Yıldız ekseninde toplanan sanat galerileri arasında Kent Sanat Galeri adını görmek bu anlamda olumlu bir girişim olarak düşünülmeli. Yeni kurulmuş olmasının baştan getireceği sorunlar bulunmasını normal karşılayarak, önünde uzun bir yol bulunduğunu söyleyelim. Bunu dillendirmenin olumsuzluk gibi algılanmaması, tam tersine sanatın aydınlık yolunda atılmış küçük adımlar olduğudur. Uzun erimli bu yolculukta Kent Sanat Galeri’yi Ankara sanat ortamına yapacağı katkılardan ötürü kutlamak gerekmez mi?