TANER ALAKUŞ

 

Süreçten haz alan sonucu düşünmeyen bir sanatçıyım. Geçmişin bir hediye olduğunu düşünüyorum. Köklerimin geçmişe bağlı olduğunu farkındayım. Lakin bugünden beslenen bir sanatçıyım. Derisini değiştirmeyen yılanların ölmeye mahkûm olduğunu, bu sebeplerin değişime ayak uyduramayan sanatçılar içinde geçerli olduğunun bilincindeyim.

 

İçimden gelenleri minyatüre çevirmekle hem hayat buldum hem de yanıp kavruldum. Muhteşem bir aşk, bir an bile ondan ayrı kalmam düşünülemez. O kadar ki sanatla uğraşırken zihnim temiz kelimeler gereksizdir. Sanat yaparken kalabalık gürültülü ve zayıf olmayı reddediyorum. Çünkü biliyorum ki yalın güçlü ve özgür bir ruhum...

 

Hayatın bizde bırakacağı izler ‘‘ Renklerin izi ’’  olmalı…

 

Minyatür Hakkında; 

 

Geleneksel sanatlarımızdan biri  olan minyatür, eserlerde yazılan metni desteklemek amacıyla çizilen boyutsuz, yalın resimlerdir. En gösterişli dönemini 16 yy. da Osmanlı imparatorluğu döneminde yasamıştır. Cumhuriyetin kurulma aşamalarında biraz da o dönemde yaşanan zorluklar nedeni ile biraz unutulsa da günümüzde Cumhuriyet döneminin en parlak seviyesindedir. Şimdi bir kitap sanatı olmaktan çıkmış ve bir levha haline gelmiştir. Zanaat’den çıkıp sanat boyutuna ulaşmıştır. Öyle ki gelenekten gelen kendine has teknik ve uygulamaları olan stilize bir sanattır, hızla da gelişimini sürdürmektedir.